Dünyamızdaki teknolojik ilerlemelerin en büyük lütuflarından birisi aynı zamanda en büyük dertlerden biri haline geldi:
Daimi bağlanabilirlik
Eskiden iş – özel hayat dengesi sadece ofiste ne kadar fazla mesaiye kaldığınız ya da eve iş götürüp götürmediğinizle ilgili bir konuydu. Günümüzde ise durum çok farklı. Her an elimizin altında olan teknolojinin varlığıyla, ulaşılabilirliğe dair beklentiler köklü bir değişime uğradı. Her an internete bağlanabilir olduğumuz bilindiği için, daima müsait olarak algılanmaya başladık.
İnsan, doğası gereği olayların dışında kalmaktan hoşlanmaz. Sahip olduğumuz mobil teknolojiyle de hiç birşeyin dışında kalmak zorunda değiliz. Bu yüzden, hayatımızdaki öncelikleri değiştiren, her an bağlı olmak gibi tuhaf bir ihtiyaç içerisindeyiz. Dolayısıyla artık çalışanlar ve işverenler elektronik cihazlarının kölesi olmuş durumdalar. Neden mi? Çünkü sürekli bir şeyleri kaçırma korkusu içerisindeler. Hatta bazılarımız, gerek iş gerekse özel hayatımızda mobil iletişimi yüz yüze iletişimin de önüne geçiriyoruz. Bu davranış biçiminin getirmiş olduğu negatif etkiler oldukça fazladır. İyi haber ise, bunu engellemek için yapabileceğiniz bir şeyler var!
Geçirdiğiniz zamanın kalitesine önem verin
Bir akşam yemeğinde iş telefonunuzu kontrol edip durmak çok önemli bir mesele olmasa da sizi diyaloglardan uzaklaştırmaya yeter. Bu olay büyük ihtimalle, kimseye yeterince dikkatinizi vermediğiniz için bütün aile üyelerinizi sinirlendirecektir. Çok az insan birden fazla işi aynı anda yapmak (multitasking) konusunda üstün bir yeteneğe sahiptir. Eğer siz bunlardan biri olduğunuzu düşünmüyorsanız telefonunuzu bir yere kaldırıp tüm dikkatinizi vererek ailenizle anlamlı vakit geçirmeye çalışın.
Endişelerinizi dile getirin
Ekip liderlerinin takım üyeleriyle mobil araçlar vasıtasıyla iletişim kurmaları gerektiğinde sınırlarını bilmeleri gerekir. Çalışanlar da aynı şekilde özel vakitlerinin işgal edildiğini hissettiklerinde işverenleriyle bunu konuşabilmeliler. İş dışında hepimizin özel bir hayatı olduğunun farkına varmalı ve gerektirdiği gibi davranmalıyız.
Kurallar ve sınırlar koyun
Mesai saatleriniz dışında iş telefonunuz çalıyor diye mutlaka açmak zorunda değilsiniz. Bir mail ya da mesaj aldığınızı gösteren bir bildirim aldığınızda ilk fırsatta bakmak zorunda da değilsiniz. Kendinize ne zaman ulaşılabilir olup ne zaman olmayacağınızla ilgili sınırlar çizin. Eğer siz bunu kendiniz için yapmazsanız başkaları sizin için yapar ve inanın onların koşulları ideal olandan her zaman daha kötü olacaktır.
Fişi çekin
Siz dijital cihazlarınızla bağlantınızı kestiniz diye dünyada büyük bir sorun olacak gibi hissediyor olabilirsiniz ve sanırım bu çağımızın hastalıklarından biri. Şaşırtıcı olan ise dünya yine eskiden olduğu gibi dönecek, her şey normal düzeninde devam edecek. Zaman zaman dijital cihazlarınızdan uzaklaşmanın hiç kimseye bir zararı olmayacağı gibi sizin için inanılmaz rahatlatıcı olacaktır.
İşinizi ve özel hayatınızı dengede tutmak günümüzde yalnızca evde ve işte ne kadar zaman geçirdiğinizle ölçülmüyor. Bu denge dijital çağda tamamen sizin zamanınızı nasıl yönettiğinizle ölçülebilir. Belli sınırlarınız olduğu ve ne zaman son vermeniz gerektiğini bildiğiniz sürece mesajlarınızı ve maillerinizi görüntülemek işinize yarayabilir. İş telefonunuzun teknik olarak her daim ulaşılabilir olma özelliği var diye her an cevaplayacağınız manasına gelmez.