Dünyanın önde gelen medya gruplarından Havas Media 50.000 tüketici ile 14 ülkede Anlamlı Markalar (Meaningful Brands) üzerine bir araştırma yaptı. Bu araştırmada sorular “sizce, X markası dünya için pozitif şeyler yapıyor mu?” gibi değildi. Çünkü bu tarz sorular pazarlama departmanları için ilginç gelse de markanın gerçek değeri ya da yaratmaya çalıştığı refah düzeyi ile ilgisiz. İşte bu yüzden de Havas Media “X markası ile güçlü ilişkiler kurabiliyor muyum? X markası beni güvende hissettiriyor mu?” gibi sorular sorarak bu yanıtlar üzerinden anlamlı markaları tanımlamaya çalıştı.
Araştırma sonuçları oldukça ilginç. Mesela, insanların çoğunun yarın markaların %70’i kaybolmuş olsa onları umursamayacaklarını tahmin eder miydiniz? Aynı araştırmaya göre insanlar markaların sadece %20’sinin kendi hayatlarında bir farklılık yarattığını, pozitif katkı sağladığını düşünüyor. Bu durumda anlamlı markalar yaratmak sadece pazarlama ile ilgili bir şey değil. İnsan hayatını olumlu bir şekilde etkileyen markalara ilgi duyuluyor.
Anlamlı markalar kişi ve marka arasında bir ilişki yaratır. Tıpkı sosyal medyadaki duruşları gibi markalar, takipçileri ile arkadaş olmalı, onlara yakın durduğunu göstermeli. Çünkü insanlar markaları değil kendi hayatlarını ve sosyal bağlılıklarını önemser.
Bugün varolan tüm markalar ve markalaşmaya çalışan işletmeler bu cümleye dikkat etmeli: “Markalar insanlar için bir değer yaratmalı, onların hayatlarını kolaylaştırmalı, daha anlamlı hale getirmeli.” Bu demektir ki markanın ne sattığı değil ne söylediği önemli.