İzfaş, Türkiye Bilişim Derneği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Bilişim Hukuku Kurultayı 26-28 Haziran 2013 tarihleri arasında İzmir Fuarı'nda düzenleniyor. Biz de AdresGezgini olarak kurultayın Bilişim Sponsorluğu'nu üstlendik.
Dün İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Sırrı Aydoğan, Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Turhan Menteş, Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Çataltepe, Türkiye Noterler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Uğurlu ve Yargıtay Başkanı Ali Alkan'ın açılış konuşmaları ile başlayan kurultaya çok sayıda siyasi, hukukçu ve bilişim sektörü temsilcileri katıldı.
Türkiye'nin ekonomik büyümesini gerçekleştirebilmesi için bilişim teknolojilerine yatırım yapılması gerektiğini savunan konuşmacılar geçtiğimiz 10 yılda %4'lük büyüme sağlayan ülkemizin önümüzdeki 1o yıl için hedeflediği %8.5'luk büyümeyi ancak bilişim teknolojileri ile yakalayabileceğini belirttiler.
4 farklı salonda paralel oturumlarda uluslararası siber güvenlik, baz istasyonları, elektronik şirket kuruluşu ve elektronik genel kurul, adli bilişim çerçevesinde dijital delillerle mücadele, arama motorları ve online arama, 5651 sayılı yasa ve internet sansürü, internet ortamında kişilik haklarının ihlali ve korunması ve internet hukuku konularında sunumlar gerçekleştirildi.
Özellikle İnternet ve Hukuku oturumunda Kerem Altınparkmak, Gezi Parkı Olayları ile ilgili değerli tespitlerde bulundu ve sosyal medyanın ifade özgürlüğü bağlamında Türkiye için en önemli araçlardan biri haline geldiğini belirtti. Aslında "İfade Özgürlüğü"nün sanıldığı gibi tüm ülkelerde açık olmadığı, çelişkili olduğu ama kamusal alanların diğer ülkelerde devlete emaneten verildiği ve kamusal alanların kullanım hakkının vatandaşa ait olduğu bu oturumda konuşulan diğer önemli konular arasındaydı. 5651 sayılı özel kanunun da aslında dil kullanımı açısından gevşek olduğu ve sınırlarının yeterince çizilmediği Gönenç Gürkaynak'ın İnternet ve Hukuk konulu panelde dikkat çektiği noktaydı.
Gezi Parkı olaylarında sosyal medyanın bu kadar ön plana çıkmasının en önemli nedeninin dijital delillere yeni bir boyut getirdiği konuşulan konular arasındaydı. Bilişim hukukçularının ortak düşüncesi ise bilişim ile ilgili kanunların yeterince açık olmadığı, bu konuda istihdam edilen kişilerin bilgilerinin yeterli olmadığı ve yasaların gözden geçirilmesi gerektiği idi. Bilişim hukukçuları sosyal medyada düzenleme ve yasaklamaya ise karşı çıkıyorlar.