İnsanı diğer bütün canlılardan ayıran en temel özelliklerinden biri olan akıl, düşünmenin ve sorgulamanın aracıdır. Akıl, her şeyi yeniden gözden geçirmeyi bunu yaparken de mümkün olduğunca çok soru sormayı ve sorgulamayı gerektirir. 18. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi ile birlikte makineleşen toplumda bireyselliğin artmasıyla bilgi ve düşünce akışında yaşanan durağanlaşma, günümüz modern insanın özellikle interaktif bilgi çağında her şeyi olduğu gibi kabul ettiği yeni bir toplumsal yapıya dönüştü. Medyanın, reklamların, internetin ve dahası kitle iletişim araçlarının tam ortasında, kuşatılmışçasına duran insanı anlayabilmek ve anlamlandırabilmek adına birçok düşünür ve kuramcı yeni teoriler üretmeye başladı.
Fransız felsefesinin önde gelen isimlerinden, simülasyon kuramının yaratıcısı, iletişim kuramcısı Jean Baudrillard da bu kuramcılardan biridir.
Jean Baudrillard Kimdir?
1929 yılında Reims’de dünyaya geldi. Profesyonel meslek hayatına Almanca Öğretmenliği ile başlayan Baudrillard, 1966 yılında Nanterre Üniversitesi hocalarından Henri Lefebure ile çalışmaya başladı. Bertolt Brecht ve Peter Weis gibi yazarların eserlerini Fransızca’ya çeviren kuramcı Nanterre Üniversitesi’nde sosyoloji dersleri de verdi. Uzun yıllar boyunca dünyanın birçok ülkesinde konferanslar ve dersler veren Baudrillard, 1990 yılında profesörlük unvanı aldı. Yirmi yıldan uzun süre baş asistan olarak çalışan kuramcı, insan bilimlerinin tüm alanlarında olduğu gibi fen bilimlerinin önemli bir kısmına da hakimdi. Günümüz düşün dünyasının önemli isimlerinden Baudrillard, simülasyon, değer ve kültür üretimi, medya gibi 20. ve 21.yüzyıl konularında önemli eserler verdi.
Kitle İletişim Araçları ve Baudrillard
Kamusal yararın sağlanması bakımından vazgeçilmez bir araç olan medya ve araçları; gerek özdenetim yoluyla kendi tarafından gerekse toplum tarafından eleştirilmekte ve denetlenmektedir.
Her şeyin hızlı bir şekilde tüketildiği çağımızda, tüketim kavramı da farklı bir anlam kazanmıştır. Gerçekle sanal arasındaki ayrım ortadan kalkmıştır. Mesajın anlamının üretilmesi yerine anlamın sahneye konulması kavramı birbiri içinde evrilmektedir. Baudrillard’a göre burada bir anlam simülasyonu oluşmuştur. Aslında simülasyon evreninde anlam kaybolmuştur. Kitle iletişim araçlarından kitlelere aktarılan mesaj, kitlelerin anlam yokluğu ile yüzleşmelerini engellemektedir. Bunun içinde kitleler, iletişim araçlarından gönderilen mesaja dahil edilirler ve böylece katılımları sağlanmış olur. (Örneğin; Flattr.com)
McLuhan’ın “Araç Mesajdır” teorisi ile bağlantı da kuran Baudrillard, kitle iletişim araçlarının toplumsallaşmayı belirlediği şeklindeki varsayımlara karşı gönderilen mesajın, kitleyi nötrleştirdiğini savunur. Yani, diğer bir deyişle, kitle mesajın içeriğine karşı duyarsızlaşır ve tepkisizleşir.
Baudrillard, kitle iletişim araçlarıyla yaygınlaştırılan kültürün satın alma kültürü olduğunu düşünür. Ona göre, mesajın eleştirel yanı kitle iletişim araçları ile birlikte yok edilmektedir. Kitleler de aracın büyüleyiciliğini mesajın eleştirel yanına tercih etmektedir. Kısaca, kitle iletişim araçları toplumsal anlamda büyüleyicidir. Yeni medya yolu ile gelişen bu kitle iletişim araçları, temel sosyal becerilerimizi, sosyal başarılarımızı ya da başarısızlıklarımızı güçlendirmekte ve yaygınlaştırmaktadır. Mevcut toplumsal düzeni de değiştirme gücüne sahip olan bu iletişim araçları, makul bir vaat ve ilgi çekici mesajlarla kitlenin katılımını sağlar ve yönlendirir.
Geleneksel medyadan yeni medyaya geçtiğimiz bu yıllarda fotoğraflarımız, e-postalarımız ya da sosyal medyadaki profillerimiz de büyüleyici birer araçtır. Artık mesaj bireysel olarak iletilenden ötede küresel bir bilgi haline dönüşmüştür.
YORUMLAR
24 Temmuz 2010
Ama bu yazı çok güzel olmuş. Elinize sağlık.