Arabalar, internet ya da üzerinde saatlerce konuştuğumuz mobil cihazlardan ziyade bugün kullandığımız en önemli teknoloji, popomuz. Günümüzde insanlar, günlerinin 9.3 saatini oturarak geçiyor. Ortalama 7.7 saatimizi uykuda geçirdiğimizi düşünürsek, yaşamımızın büyük bir kısmını oturarak geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Ama bunu sorgulamıyoruz, değil mi? Çünkü, herkes bunu yapıyor.
Oturmak, yeni neslin kötü alışkanlığı.
Oturmanın ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı bir gerçek. Örneğin, akciğer kanseri, kolon kanseri gibi… Kalp rahatsızlıklarının %6’sı, şeker hastalıklarının ise %7’si oturmaya bağlı olarak ortaya çıkıyor.
Ne zaman sağlıkla ilgili bir istatistik duysam, mesela sigara içen insanların %70’i akciğer kanseri olur gibi ya da günde 1 litreden az su içen insanların diğerlerine göre kalp krizi geçirme riski %60 daha fazla gibi, duymamazlıktan geliyorum. Yokmuş gibi davranıyorum ve hiç ölmeyecekmiş gibi alışkanlıklarıma devam ediyorum. Benim ilgimi çekecek başka bir şeyler olmalı, alışkanlıklarımdan vazgeçmem için tetikleyici unsur nedir?
Eylül ayında Ted’de konuşan Nilofer Merchant’ın önerdiği gibi, sosyal etkileşim. Merchant bir gün iş görüşmesine davet edilmiş. Bu görüşmenin bir toplantı odasında olacağını hayal ediyormuş ama görüşmeyi yapacak kişi ilginç bir teklifle gelmiş: “Yarın köpeğimi gezdireceğim, benimle gelebilir misiniz?” Nilofer Merchant bu teklife çok şaşırmış ama kabul etmiş. Bu deneyim sonrasında “yürüyerek iş görüşmesi yapma” tarzını kendi hayatına da uygulamış ve her hafta 30 km’den fazla yol yürüdüğünü görmüş.
Bu değişiklik sayesinde, sorunlarımızın ne kadar kolay çözülebilir olduğunu fark eden Merchant, dünyaya yeni bir pencereden bakmak için hayatımızda ufak değişiklikler yapmamızı öneriyor.
İşte, gün içinde tüm hayatınızı değiştirecek bir yenilik. Ne dersiniz, denemeye değer mi?