Önemi giderek artan sosyal paylaşım sitelerinin üye sayılarının çokluğu ve “Facebook” örneğinde olduğu gibi üyelerinin demografik bilgilerine kolay erişilebilir olması ticaret ve pazarlama alanında da sosyal medyayı cazibe merkezi haline getirmektedir. Yakın geçmişe kadar çoğunlukla eğlence ve toplumsallaşma ortamı olarak kabul edilen ve bu şekilde öne çıkan sosyal mecraların büyük, orta ve küçük ölçekli şirketler tarafından pazarlama ve reklam aracı olarak kullanılması muhtemeldir. Sözü edilen ölçekte firmaların her geçen gün bir yenisi daha sosyal paylaşım sitelerine katılmakta ve paylaşımlarını bu siteler üzerinden sağlamaktadır.
Sosyal mecralar üzerinden pazarlama ve reklam faaliyetlerinin çevrimdışı ortama nazaran maliyetinin çok daha düşük olması fakat hedef kitleye anında ulaşabilmesi ve daha fazla kullanıcıyı hedefleyebilmesi de bu sitelerin cazibesini arttırmaktadır.
Sosyal medya sitelerinin, şirketler tarafından pazarlama ve reklam amaçlı kullanılıyor olması beraberinde elbette ki geri dönüş takibi, analiz ve ölçümlendirilmeyi de getirmektedir. Bu bağlamda henüz Türkiye’de çok fazla aktif olarak kullanılmayan sosyal medya analizinin de önemi giderek artmaktadır. Gün geçtikçe sayıları artan sosyal medya kampanyalarının yatırım getirilerinin (ROI), tıklama ve ziyaretçi sayılarının ölçülmesi tıpkı diğer çevrimdışı pazarlama stratejilerinde olduğu gibi bir raporlama tekniği ile mümkündür.
Web 2.0 pazarlama şirketi Converseon’un CEO’su Rob Key'e göre; sosyal ağlarda başarılı olabilmek, sosyal medya evrenini genişletmeye dayalı bir pazarlama stratejisi ile mümkündür. Sosyal medyada kategorileştirmeye dayalı trafik akışının iyileştirilmiş bir yolu olan sosyal medya analizi, şirketin sahip olduğu siteye hangi sosyal paylaşım sitelerinden ne kadar ziyaretçi geldiğini gösterebilir.
Key’e göre sosyal medyada pazarlama stratejisini tasarlamanın üç aşaması vardır.
1) Potansiyel Müşterilerin var olduğu sosyal ağların haritası çıkarılmalı: Hedef kitlenin hangi sosyal ağları kullandığı belirlenmeli ve bu sitelere yönelik kampanyalar yaratılmalıdır.
2) Potansiyel müşterilerin yer aldığı sohbetlere katılım sağlanmalı ve konuşmaları tetikleyici bir yöntem izlenmeli: Hedef kitlenin aktif olarak yer aldığı sohbet konularında diyaloglar kurulmalı ve aynı konuyu tetikleyici konuşmalar yaratılmalıdır.
3) Performansı değerlendirme ve raporlama: Sosyal paylaşım ağlarında var olan şirket hesapları ile ilgili değerlendirme yapılmalı ve rapor sunulmalıdır.
Sosyal ağlara yeni giren bir şirketin öncelikli olarak katıldığı evrenin ne olduğunu anlaması ve o evreni tanıması gerekmektedir. Topluluk üyelerinin hangi konular hakkında sohbet ettiğini bilmesi, bireyleri anlaması için onların dediklerine kulak vermesi gerekmektedir. Sosyal ağlarda en etkili isimlerin kimler olduğunu keşfetmelidir. Grup üyelerinin markalar hakkında düşüncelerinin de ayrıca analizi yapılmalıdır. Sonraki adımda sosyal ağ kullanıcılarının oluşturulan kampanyaya katılım sağlamalarının olası nedenleri araştırılmalıdır.
Günümüzde arama motorlarının sosyal ağlarla ilişkisinin de artması (bkz: Google Arama Motorunun Yeni Yüzü: Caffeine) eş zamanlı olarak içerik üretiminin kalitesini ve optimizasyonu da tetiklemektedir.
Örneğin; Twitter üzerinden kampanya yürüten bir firmanın ilgi gören bir “tweet”i hakkında aynı firma bir blog yazısı hazırlayabilir, aynı şekilde “newsletter” olarak e-posta ağına dağıtabilir. Her bir mecra için içeriğini ayrı ayrı ölçümleyebilmesi için “bit.ly” gibi ölçümleme programlarını kullanabilir, hangi mecrada ne kadar ilgi gördüğünü anlayabilir.
Sosyal medyada başarılı olabilmek zaman alacak bir süreçtir. Bazı firmalar sosyal medyadan bir ay gibi kısa bir sürede geri dönüşüm alabilirken bazılarının geri dönüş alması bir yılı bulabilmektedir. Etkili bir sosyal medya yönetimi karşılıklı güvene ve kaliteli bir iletişim ağına bağlıdır.