Sosyal medya iletişim biçimimizi ve gündelik hayat rutinlerimizi değiştirdiği gibi pazarlamaya da yeni bir yön getiriyor. Kendi ünlülerini yaratıyor, kulaktan kulağa, ağızdan ağza yayılan sosyal medyanın ünlü isimleri yetenekleri ile geçmişe oranla çok daha hızlı bir şekilde kendi hayran kitlelerini yaratıyorlar.
Dünyada sosyal medya ile üne kavuşan birçok isim var. Lady Gaga, Justin Bieber gibi örnekler, işini gerçekten iyi yapan fakat sosyal medyanın gücü ile akla hayale sığmayacak hızda tanınan isimler.
Ülkemizde de bu sayede yeteneklerini kısa süre içinde keşfettiğimiz isimler bulunmakta. Bunlardan biri de gençlerin yeni gözdesi "Can Bonomo". Ekşi Sözlük'te yetenek fıçısı olarak tanımlanıyor Can. Radyo programları ile kariyerine adım atan Can Bonomo, Facebook'ta kendi çektiği filmi Seray Sever tarafından farkedilince oyunculuğa da geçiş yapmış.
Son olarak adını yeni çıkardığı "Meczup" albümü ile duyuran Can Bonomo ve yapımcısı Can Saban ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Albümü hakkında merak edilenlerden sosyal medyadaki aktif kimliğine kadar birçok farklı konudan dem vurduk.
Işıl Yılmaz: Her şey ne zaman başladı, neler oldu, kısaca öğrenebilir miyiz?
Can Bonomo: Uzun yıllar önce müzik yapmaya başladım ve biriktirdiğim bestelerden bir kısmını Can’a gönderdim. Çok iyi anlaştık ve beraber çalışmaya karar verdik.
Can Saban: Aslında albüm çalışmaları 2,5 yıl kadar öncesine dayanıyor. İlk başta Can (Bonomo) bir demo getirdi, içinde 6 tane şarkı vardı, akustik gitar ve vokal olan.
Işıl Yılmaz: Can Bonomo sizinle bağlantıyı nasıl kurdu?
Can Saban: Bağlantı, bir bakıma tanıdıklar aracılığı ile kuruldu. O bizim stüdyoyu The Fat Lab ve WUFI’yi biliyormuş. Bizi tanıyan birkaç arkadaş aracılığı, elden ele, CD bana ulaştı. O kayıtta iki parçayı çok beğenmiştim, Can’ı aradım. 2-3 aylık bir çalışma gerçekleştirdik birlikte. Sonra ben askere gittim. Yaklaşık bir senelik bir ara girdi. Ben askerden döndükten sonra albüm için çalışmalara başladık, fakat yeniden ara vermek zorunda kaldık. Yani albüm çalışmaları toplamda iki sene sürmüş gibi gözükse de gerçekte yaklaşık 6 aylık bir çalışma süreci oldu.
Işıl Yılmaz: Albüm sürecinde müzik direktörü ve yapımcı olarak sahnede de Can Bonomo ile berabersiniz. Yaratım süreci nasıl işliyor, müzik nasıl ortaya çıkıyor?
Can Saban: Parçalar geliyor, ben çalabildiğim bütün enstrümanları çalıyorum üzerine. Eksikleri de arkadaşlarla tamamlıyoruz. Sağolsun Bora Bekiroğlu ve Onur Nar da geldi, albümde çaldılar.
Sahnedeki bütün müzisyenler farklı altyapılardan geliyor. Söz ve müzikler Can Bonomo’ya ait. Albümdeki aranjmanlar bana ait. Kimi zaman Can’ın bir fikri, yazdığı sözler ya da müzik üzerine bir araya gelip bir şeyler inşa ediyoruz, kimi zaman da Can’ın kendi besteleri üzerine çalışıyoruz. Güzel bir uyumumuz var, bazen iki akorluk basit bir fikir 40 dakikalık bir stüdyo çalışması sonunda tamamen hazır yepyeni bir parçaya dönüşüyor. Bu uyum sayesinde ortaya çıkan çalışmalarımızın sonucunda şu anda ikinci, hatta üçüncü albüm için bile yeterli olabilecek şarkıların hazır olduğunu söyleyebilirim. Ortaya çıkan müzik pop, rock ve alaturka’nın bir karışımı. Can Bonomo tam anlamıyla bir ozan. Bizi tam olarak nereye oturtacaklarını bilmedikleri için popüler bir radyoda parçalarımızı çalmaya çekiniyorlar mesela.
Işıl Yılmaz: Konser hazırlıkları esnasında bile sizi bir dakika yalnız bırakmayan hayranlarınız olduğunu görüyorum. Hepsi çok ilgili ve çok hevesli gözüküyor. Hayran kitleniz hakkında neler söyleyebilirsiniz? Onlarla iletişiminiz nasıl?
Can Bonomo: Aktif bir şekilde sosyal medyayı kullanıyorum. Albüm öncesi dönemde ilk başlarda beni myspace’de çok küçük bir grup izliyordu. Facebook’ta da 1,800 tane falan takipçim vardı. Sayı arttıkça çok mutlu oluyordum. O dönemde kaydettiğim parçaları albüme de koymuştuk. Albüm çıktıktan sonra dinleyenler tarafından çok sevildi. Facebook takipçi sayısı 20.000’lere ulaştı. Benim için müthiş bir mutluluk bu. Beni en başından beri destekleyen, takip eden o ilk baştaki kitlenin internette paylaştığım şarkıları albüme koymam çok hoşuna gitmiş ve çok sayıda insan “biz bu şarkıyı dinlemiştik” dedi.
Kulaktan kulağa yayıldı. Müziğimi seven insanlarla bir arada olmayı, onlarla iletişim kurmayı çok seviyorum. Hepsi benim için çok değerli.
Can Saban : 13-35 yaş arası kitle tarafından çok yoğun bir şekilde takip ediliyoruz. Facebook’ta 20.000’in üzerinde takipçimiz var ve bu kitle ile çok yoğun bir şekilde etkileşim halindeyiz. Örneğin bir şehirdeki bir konserde albümde olmayan yeni bir parçayı ilk defa çalıyoruz, izleyiciler cep telefonlarıyla kaydedip facebook’a yüklüyorlar, hayran sayfamızda paylaşıyorlar. Bir hafta sonra bambaşka bir şehirde bu parçayı çaldığımızda izleyiciler parçayı çoktan dinleyip ezberlemiş oluyor ve bize eşlik ediyorlar. Bu bizi hem çok şaşırtıyor hem de çok mutlu ediyor. İnsanlar daha konser bitmeden yeni konser görüntülerini, fotoğrafları yüklemiş oluyor. Facebook hayran sayfasında, çoğunu izleyicilerin ve takipçilerimizin oluşturduğu bir içerik mevcut.
Işıl Yılmaz: Facebook bütün dünyaya yayılmuş olduğu için Can Bonomo yurt dışından da izleniyor olmalı. Yurtdışı ile ilgili planlarınız var mı?
Can Bonomo: Henüz çok muhteşem bir talep olmasa da yurtdışında birçok yerden beni dinleyen ve bana ulaşmak isteyen var. Durmadan konuşuyoruz hepsiyle internet üzerinden. Kısa bir süre önce internetten nasıl konser verebiliriz diye düşünüp arkadaşlarıma danışmam doğrultusunda evden konser vermeye karar verdim. Kameranın karşısına geçip evde yaptığımız müziği canlı yayınlayacaktık. Bunu bir event haline getirirsek belki o an bilgisayar başında olan 100, 200 kişi bizi izler, hem müziğimizi yapmış oluruz hem de insanlarla bunu paylaşır, evde o konser atmosferini yaratıp eğleniriz diye düşündüm. Geçen günlerde ikincisini yaptığımız internet konserini 8000 üstü kişi izlemiş. Çok şaşırtıcıydı bu. Aynı anda insanların yazdıklarını cevaplayıp canlı telefon bağlantısı bile yaptık. İngiltere, Almanya ve Japonya gibi dünyanın birçok ülkesinden izlendik ve evrensel bir birliktelik oldu. Çok eğlenceliydi. Önümüzdeki günlerde tekrarlaycağımız çok keyif aldığımız bir oluşum bu.
Can Saban: Şu an için kesinleşmiş bir yurtdışı programı yok, ancak yurtdışında hatırı sayılır bir kitle oluşmuş durumda. Umuyoruz yurtdışı konserleri de olacak. İlk etapta Türkler’in yoğunlukta bulunduğu ülkelere gitmek istiyoruz; Almanya, Fransa ve Hollanda gibi. Oralarda çok dinleyici var. Özellikle Facebook aracılığı ile kitle çok hızlı yayılıyor.
Işıl Yılmaz: Müzik dışında kişisel olarak da sosyal medya platformlarını kullanıyor musunuz?
Can Bonomo: Ben çok uzun süredir aklınıza gelebilecek her platformda aktif üyeyim. Çizdiğim ya da yazdığım şeyleri insanalarla bu kanallardan paylaşıyorum. Paylaşmak yaptığımız işin en önemli unsurlarından biri. Dolayısıyla internet ve sosyal medya işimizi epey kolaylaştırıyor.
Can Saban: Evet, Facebook’da benim de herkes gibi bir hesabım var. Ancak ben Facebook’u daha çok kişisel bağlantılarım ve arkadaşlarımla iletişim için kullanıyorum. Takipçilerle zaten Can’ın hayran sayfası üzerinden yoğun bir şekilde iletişim kuruyoruz. Ben bunu kendi profilim üzerine taşımayı tercih etmiyorum.
Can Bonomo, kişisel web sayfası olarak tumblr’ı kullanıyor. İçeriğini kendisi yaratıyor: çektiği fotoğraflar, gezdiği yerler, konser, prova, stüdyo görüntüleri, aklındaki düşünceler, hatta yediği yemekleri bile görmek mümkün. Facebook’taki iletilere kendisi de sosyal medyada oldukça aktif olan menajerimiz Ece Çelebioğlu ve Can Bonomo cevap veriyor. Samimi ve dürüst olmaya çalışıyoruz. Belirli bir plana göre değil, spontane bir şekilde Can Facebook’u açıp çevrimiçi olduğunu belli ettiği anda sayfaya bir hücum başlıyor. İzleyici kitlesi Can’la birebir iletişim kurmaya can atıyor. O da samimiyetle, canı nasıl öyle isterse öyle cevaplıyor, iletiler gönderiyor.
Işıl Yılmaz: Can Bonomo hayranları tarafından sosyal medyada bu kadar yakın bir şekilde takip edildiğine göre gelen geri dönüşlerin ve eleştirilerin de oranı yüksek olmalı. Gelen eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu, yaratıcı süreci nasıl etkiliyor?
Can Bonomo: Yapıcı eleştirileri olumlu yönde değerlendirmeye çalışıyoruz. Yıkıcı eleştirileri görmezden gelme olgunluğuna da henüz erişmiş değilim. Hala yer yer üzülüyorum ‘’ya niye öyle diyorsun ki şimdi’’ falan diye. Yaratıcı sürecin sosyal medya kapsamı dahilinde şekillendiğini düşünmüyorum. O kısmı biraz benim özelim gibi. Söz yazmak ya da beste yapmak için yalnız kalmam gerekiyor. ‘’İnsanlar ne beğenecekse onu yapalım’’ kafasında insanlar değiliz zaten. Bizi samimi bulmalarının sebebi de bu herhalde.
Can Saban: Gelen tepkileri nasıl karşılayacağınız, hangi açıdan yaklaşacağınıza karar vermenize bağlı. Sürekli olumsuza odaklanırsanız bunun size bir faydası olmaz ve canınız da sıkılacaktır. Herkese olumlu-olumsuz eleştiri gelir. Bir şeylerden hoşlanmayacak birileri mutlaka vardır. Eminim Sezen Aksu ya da Tarkan’a bile olumsuz eleştiriler geliyordur. Biz gelen tüm yorumları kendi içimizde değerlendiriyoruz. Bazen bir karar vermeden önce takipçilerimizin fikrini alıyoruz, onları paylaşarak üretim sürecimizin bir parçası haline getirmeye çalışıyoruz. Onlar bizi takip ettiklerini sanıyorlar ama biz de en az onlar kadar kendilerini takipteyiz.
Işıl Yılmaz: Tanıtımlarınızda video paylaşım sitelerini kullanıyor musunuz?
Can Saban: Albümün lansmanını yaptığımız dönem YouTube yasağına denk geldi. YouTube hesabımız var ancak tanıtım için Vimeo bize daha uygun. Takipçiler görüntüleri YouTube’a kendileri yüklüyorlar. Bunun yanında klip ve konser görüntüleri Facebook’ta çok etkili bir şekilde yayılıyor. Örneğin, takipçiler sayesinde bizim paylaşım sitelerine herhangi bir konser görüntüsü yüklememize hiç gerek kalmadı. İkinci klibin çekimlerini geçtiğimiz haftalarda tamamladık, paylaşım sitelerinde yayına girdi ve bu hafta televizyon kanallarında da dönmeye başlayacak.
Bunun yanında bazen bir konser öncesi davet videosu, bazen albümde olmayan bir parçayı spontane söylerken çektiğimiz videoları da paylaşarak sürprizler yapıyoruz.
Işıl Yılmaz: Havaların ısınmaya başlaması ile birlikte yavaş yavaş festival mevsimi de geliyor. Önümüzdeki yazla ilgili planlarınız neler?
Can Saban: Bu yaz ilk olarak 28 Mayıs’ta başta Freshtival’da çalacağız. Diğerleri ile görüşmeler devam ediyor ama sık sık karşılaşma ihtimalimiz yüksek. Mayıs ayında 6 Mayıs’ta Roxy’de ve 19 Mayıs’ta Antalta Jolly Joker’deyiz, bekleriz.
Işıl Yılmaz: Teşekkür ederiz, keyifli sohbet için.