Serdar Kuzuloğlu’nun son birkaç haftadır Twitter hesabında da sosyamedyatv programında da sıklıkla bahsettiği bir web girişimi olan sokakroportajlari.com dikkatimizi çekmişti. İçerik oldukça dolu, sorulan sorular da cevaplar da zekice. Her şey çok iyi kurgulanmış.
İnsanın yaratıcılığını tetikliyor; “ben de yapabilir miyim acaba?” diye sorduruyor. O derece basit gibi, herkes yapabilir gibi dursa da aslında 1,5-2 saatlik çekimde elde edilen verilerin 2 dakikalık bir videoya dönüşebilmesi ve kısa zamanda bu kadar izlenebilir hale getirilmesi için iyi görebilmek, ekranın arkasına bakabilmek gerekiyor. Sokakröportajları.com ekibi de bunu çok iyi başarıyor. Ekip sadece 4 kişi. Mustafa Kemal, Koray, Jaki ve Cihan. 18 yıldır birlikte eğlenen, neşelenen dört dost. Kafaları iş anlamında da uyuyor.
Önce ben tanıştım proje fikrini bulan ve sitenin kurucuları olan Kemal ve Koray ile, sonra da hikayelerini dinledim.
Işıl Yılmaz: İsterseniz önce siz biraz kendinizden bahsedin, sonra konuya girelim.
M. Kemal Gürel: İstanbul’da yaşıyorum. İzmirliyim ama. Amerikan Koleji’nde okudum. Marmara Üniversitesi’nde sinema-tv okudum. Üniversitedeyken organizasyonlarda çalıştım. Rock’n Coke, Eurovizyon gibi işlerde yer aldım. Babylon’da çalıştım uzunca bir süre, İKSV’nin bütün festivallerinde görev yaptım. Ardından 4 sene bir reklam ajansı deneyimim oldu “event marketing” bölümünde. Son 1,5 senedir de Turkcell’de yine event bölümünde çalışıyorum.
Koray Öz: Bizim aile şirketimiz var, ihracat yapıyoruz. Bu sektörle profesyonel olarak bir bağım yok, ama reklam dünyasına çok yakın hissediyorum kendimi. Kreatif işleri yakından takip ediyorum.
Işıl Yılmaz: Bu proje nasıl gelişti?
Koray Öz: Kemal’le de çok küçük yaşlardan beri arkadaşız. Amerikan’dan tanışıyoruz. Yakın zamanda bir sohbet esnasında aklımıza bir soru geldi. Köpeklere hayvan muamelesi yapılmasını nasıl buluyorsunuz gibi.
Işıl Yılmaz: Nasıl yani? (Gülüşmeler)
Koray Öz: Evet işte, nasıl yani? Bunu nasıl yaparlar diyenler de oldu. Bunu en-direkt ve direkt algılayanlar oldu.
M. Kemal Gürel: Bu zaten ilk röportajımızdı. İlginç bir soru, herkesi şaşırtan ve afallatan bir soru.
Koray Öz: Evet, bunu en direkt algılayanlar hayvan haklarından bahsetti, direkt algılayanlarsa köpekler zaten hayvan değil mi dedi.
Işıl Yılmaz: Ama bu fikri yapmanızı ateşleyecek bir şey olmuş olmalı, değil mi?
M. Kemal Gürel: Evet, bu ülkede çok iyi işler oluyor. Kafası çalışan çok adam var, gerçekten yaratıcı insanlar. Ama biz de yaratıcıyız. Neden bir sonraki konuşulacak proje bizim olmasın ki?
Bunu yapan insanlardan daha az akıllı değiliz. Çok işimiz var, çok çalışıyoruz. Ama oraya harcadığın enerjiyi biraz da kendine kanalize edersen neden olmasın? Sadece işini düşünmekten ziyade, biraz da kendinle ilgilensen olur.
Koray Öz: İnternette çok fazla sokak röportajı var. Türkiye’de sokak röportajı denilince amaç insanlarla dalga geçmek olarak algılanıyor. Biz buna karşıyız. İnsanları küçük düşürmekten ziyade halkın nabzını tutmayı hedefliyoruz. Zaten dikkat etmişsinizdir, kendimizi hiç kullanmıyoruz.
Işıl Yılmaz: Evet, hep bir el var, ama siz yoksunuz.
Koray Öz: Olay, bizden bağımsız. İnsanlar ne düşünüyor, önemli olan o. Montajı yaparken de mümkün olduğunca vurucu olmasına dikkat ediyoruz:
Işıl Yılmaz: Montajı kim yapıyor?
Koray Öz: Biz yapıyoruz.
Işıl Yılmaz: Profesyonel makine mi kullanıyorsunuz?
Koray Öz: Hayır, yarı profesyonel.
M. Kemal Gürel: SLR kullanıyorum ben, İstanbul’da.
Işıl Yılmaz: Hangi programda montajlıyorsunuz?
M. Kemal Gürel – Koray Öz: Final Cut.
M. Kemal Gürel: Çok profesyonel değiliz aslında.
Işıl Yılmaz: Ama yine de bir sinema-tv geçmişiniz var. Aşinalık oluyordur.
M. Kemal Gürel: Muhakkak.
Koray Öz: Ben de senelerce fotoğraf çektiğim için gözüm alışkın. Zaten Kemal ile o anlamda çok iyi anlaşıyoruz. Yani, kadraj olayında Kemal’le çok yakın şeyleri görüyoruz.
Işıl Yılmaz: Peki, soruları belirlerken insanları yönlendirdiğiniz oluyor mu?
M. Kemal Gürel: Biz soruları çok düz soruyoruz, manipüleye açık değil. Serdar Kuzuloğlu için çektiğimiz ama daha yayınlamadığımız bir röportajda şöyle bir şey oldu: internette hızlı gelen şöhret hakkında ne düşünüyorsunuz sorusunu sorduk. Kimse bir şey hatırlayamadı, biz de “oğlum bak git” örneğini verdik. Zihin açmak gibi. Asla “kötüdür, değil mi?” ya da “iyidir, değil mi?” gibi bir soru tarzımız yok.
Işıl Yılmaz: Aslında en başta sormam gereken soruydu: Her şey nasıl başladı?
M. Kemal Gürel: Biz projeye karar verdiğimiz gün “Belediyelerin sokak köpeklerine hayvan muamelesi yaptığı söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusunu sorduk. İstanbul’da yaptık çekimleri. O zaman daha yavaştık tabii.
Koray Öz: Çektikten 3 hafta sonra ancak montajlayabildik ve nasıl yapsak, orasını mı kessek diye tartışıyorduk. YouTube’a ekledik, ama YouTube konusunda çok acemiyiz. Sanırım eklerken bir hata yaptık. Çünkü biz ekleyelim, gizli yapalım da 1 Haziran’da yayına alalım diye düşünüyorduk. Hatayı fark ettiğimizde sadece 30 dakika gibi bir süre geçmişti eklememizin üzerinden. O sırada birisi o videoyu çekmiş.
M. Kemal Gürel: Evet, Cezmi Kalorifer, Akıllı Tv ve Alkışlarla Yaşıyorum. Bizim haberimiz yok, biz yattık. Uyuduk. Sonra sabah bir kalktık ki bizim video viral olmuş.
Koray Öz: Evet, sabah Facebook’u açtım, ana sayfada bizim video ama başka birisi koymuş.
M. Kemal Gürel: Sonra çok üzüldük tabii, “abiii bizden önce başkası koymuş ya” diye. Ama mikrofonda adımız yazıyordu neyse ki. O video birçok video kanalında yayınlandı, 100.000 kişiye ulaştı. Sosyal medya tv’de de yayınlanmış aynı video. Bizim haberimiz yoktu. Bir gün ben Twitter’dan yazdım Serdar Kuzuloğlu’na, “abi böyle bir proje yapıyoruz yayınlamak ister misin?” diye. O da hemen yanıt verdi dm’den. “Bu proje sizin mi, daha geçen hafta biz bunu programda yayınladık.” Neyse konuştuk epey üzerine, Serdar Kuzuloğlu bizden her hafta programa röportaj hazırlamamızı istedi. Bu şekilde başladı sosyal medya tv olayı da. Ve bir anda iş yürüdü gitti. Haftada 3 video çekmeye başladık. Ben zaten İstiklal Caddesi’nde çalışıyorum. İş bitince hemen iniyorum İstiklal’e ve malzeme topluyorum.
Koray Öz: İzmir’de de aynı şekilde. Ben de işten çıkıp Kordon’a ya da Bostanlı Sahil’e gidiyorum. Soru soruyorum. Hatta daha az önce röportajdan geldik. Biz çok keyif alıyoruz bu projeden. Şu anda 13 tane falan röportaj var sitede ama bütün sorular nabız tutan, insanların o aralar üzerine konuştuğu konular. Ama normalde televizyonda yayınlanmaya, cesaret edilemeyen soruları soruyoruz.
Işıl Yılmaz: Bu röportajları yaparken birilerinden, resmi mercilerden falan izin alıyor musunuz?
Koray Öz: Yok, bir yerden izin almıyoruz ama kişilere soruyoruz. Doğrudan mikrofonu onlara uzattığımız için bir yerde yayınlanacağını anlıyorlar ve cevap vermek istiyorlarsa veriyorlar.
M. Kemal Gürel: Genel bir görüntü almıyoruz, başka insanları çekmiyoruz. Eğer öyle olursa kadraja giren diğer kişilerin dava açma hakkı var ama biz onu yapmıyoruz.
Işıl Yılmaz: Peki, röportajda kullanacağınız kişileri nasıl seçiyorsunuz? Sonuçta 1,5-2 saate yakın çekim yapıyorsunuz ve bunu 2 dakikalık videoya dönüştürmeniz gerekiyor. Birçok insanı eliyorsunuz. Buna nasıl karar veriyorsunuz?
M. Kemal Gürel: Cevaba göre biraz aslında. Röportajın akışında giriş-gelişme ve sonuç üçlüsünü takip etmek durumundayız. Sorduğumuz soruya en akılcı olanı ilk 5 saniyede veriyoruz. Sonra videoyu izlenir kılmak için de daha eğlenceli, neşeli ya da sıradışı cevapları seçiyoruz. Zaten öyle bir an oluyor ki “hah, bu işte. Daha fazla çekim yapmamıza gerek yok. Bu videonun son cümlesi olur” diye kararımızı çekerken veriyoruz.
Koray Öz: Aynı tipte kişilere sormaktan uzak duruyoruz. Daha farklı, marjinal – bu adamdan iyi bir cevap gelir – dediğimiz kişilere sorular soruyoruz.
Işıl Yılmaz: Cevabından nefret ettiğiniz kişilere de video da yer veriyor musunuz?
Koray Öz: Tabii, tabii. Sonuçta, objektif olmak zorundayız. Biz ne düşünürsek düşünelim karşımızdaki kişinin fikrine saygı duymak durumundayız. Bir de insanlarda öyle bir psikoloji var ki başkalarının yanındayken sorduklarınıza yanıt vermek istemiyorlar. O yüzden tek başlarınayken onları yakaladığımızda daha olumlu ya da samimi görüşlerini alabiliyoruz.
Işıl Yılmaz: Bu işten maddi kazanç elde etmeyi düşünüyor musunuz? Markalarla çalışmayı, onlara viral video olarak çekim yapmayı… Belki Pazar araştırmaları için kullanabilirsiniz.
Koray Öz: Neden olmasın?
M. Kemal Gürel Benim işim pazarlama iletişimi. Yıllardır reklam camiasının içindeyim ve her markanın viral video hevesi olduğunu biliyorum. Ve bu o kadar zor ki. Ciddi paralar harcanıyor ama geri dönüşleri ölçemiyorsun. Ama bizim işimizde geri dönüş çok hızlı. Çünkü direkt markanın adı geçmiyor, istenilen viral etkiyi de güçlü bir şekilde yaratabiliyor. Markaların seslenmek istediği kitle zaten sokakta dolaşan bizim mikrofonu uzattığımız insanlar.
Dolayısıyla biz bu anlamda sokakröportajları.com’un markalara hedef kitleleri ile ilgili çok faydalı veriler verebileceğini, onları rakiplerinden farklılaştıracağını düşünüyoruz. Koray’ın da dediği gibi markalarla çalışmaya açığız.
Işıl Yılmaz: Sohbet çok güzeldi. İlginç sorularınızla yeni videolarınızı merakla bekliyoruz. Teşekkürler.