Türkiye'de sağlık sektörü, promosyon ve reklam yasağı ile oldukça kısıtlanmış durumda. Doktorlar, eczaneler, devlet ve özel hastaneler geleneksel mecralardaki reklam ve pazarlama faaliyetlerinde çok dikkatli olmak zorundalar. Örneğin "ilk ve tek, üstün teknoloji, uzman kadro, ağrısız ve acısız tedavi" gibi tanıtım cümlelerini kullanamıyor, önce-sonra fotoğrafları paylaşamıyorlar.
Bu kısıtlamalar sağlık sektöründe yer alan firmaları ve bireyleri hastaları ile iletişim kurmaya yöneltiyor. İletişimin en rahat yapılabileceği mecralar sosyal medya kanalları.
Hasta-doktor ilişkilerinin sürdürülebilir olmasının yolu da hastaların sosyal medyada ve internette doğru bilgiye ulaşmasından geçiyor. Türkiye'de sosyal medyayı henüz keşfeden ve iyi kullanan doktorların sayısı oldukça az. Bu alanda başarı sağlayan doktorlardan Op. Dr. Süreyya Şeneldir ile sağlık sektörü ve sosyal medya hakkında konuştuk.
Işıl Yılmaz Sümer: Süreyya Bey, bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Süreyya Şeneldir: 1991 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra idealim olan Kulak Burun Boğaz ihtisasına Haseki Hastanesi’nde başladım.1996 yılında ihtisasımın bitmesi ile benim için Kulak Burun Boğaz serüveni başladı. Uzman olarak Vakfı Gureba Hastanesi’nde 7 yıl çalıştım. Bu dönemde çalışmalarımı ilgi alanım olan “burun cerrahisi”ne yoğunlaştırdım. Fransa, Amerika, Hollanda gibi ülkelerde burun cerrahisi üzerine birçok kurs ve kongreye katıldım. Mesleğimde nerdeyse çeyrek asrı geride bırakmış bulunmaktayım. Meslek hayatım boyunca 10binin üzerinde ameliyat gerçekleştirdim. Avrupa'da Balonsinoplasti yöntemini ilk uygulayan doktor olarak da kayıtlara geçtim. Birçok tıp kurumunda üyeliğim devam ediyor. Burun cerrahisi üzerine haberlerin, duyuruların paylaşıldığı Burun Okulu’nun da kurucusuyum.
Işıl Yılmaz Sümer: Meslek yaşamınızı aktif ve yeniliklere açık olarak sürdürüyorsunuz. Bunun nedeni nedir?
Süreyya Şeneldir: Değişim ve gelişimi mesleki prensip edinmeye çalıştığım bu serüvende, işimi severek yaptığımı samimiyetle söyleyebilirim.
Işıl Yılmaz Sümer: Ülkemizde sağlık sektöründe reklam çalışmaları oldukça kısıtlayıcı. İnternetin bu anlamda nasıl bir fark yarattığını düşünüyorsunuz?
Süreyya Şeneldir: İnternet ve sosyal medya kullanımı hastalarla iletişim kurabilmemize, onlara faydalı bilgiler sunabilmemize olanak tanıyor. Bu anlamda da fark yaratıyor.
Işıl Yılmaz Sümer: Siz sosyal medyayı çok aktif kullanıyorsunuz. Bu yoğunluğunuzda bu kadar aktif olmayı nasıl başarıyorsunuz?
Süreyya Şeneldir: Sosyal medyaya olan kişisel merakım hem meslektaşlarım hem de sosyal çevrem arasında ilgi uyandırıyor. Bu kadar yoğun iş arasında sosyal medyaya nasıl vakit ayırdığım ayrıca merak konusu. Gerçekten de bir doktor olarak sosyal medya ile ilgilenecek, içerik hazırlayacak vakti bulmak zor. Ancak benim için ameliyat molaları, muayenehanemde hastalarımı beklerken ya da bir kahve molasındaki bir kaç dakika kişisel hesaplarıma göz atmak ve paylaşım yapabilmek için yeterli olabiliyor. Bu durumu kendi rutinime uyarlamada akıllı telefonların ve ilgili aplikasyonlarında katkısı büyük. Bu yardımcılar sayesinde kolaylıkla sosyal medyadaki hesaplarımı güncel tuttuğumu söyleyebilirim.
Işıl Yılmaz Sümer: Sosyal medya üzerinden hastalarınızla nasıl iletişim kuruyorsunuz?
Süreyya Şeneldir: Aktif olarak Twitter ve Facebook kullanıyorum. Bu platformlarda duygu ve düşüncelerimi, deneyimlerimi, hastalarımı ilgilendiren haberleri paylaşmaktan keyif alıyorum. Hastalarım paylaşımlarıma yorumlar yapıyor, fikirlerini belirtiyorlar. Özellikle olumlu yorumların motive ediciliği yadsınamaz.
Işıl Yılmaz Sümer: Türkiye’de dijital sağlık konusundaki gelişmeler hakkında neler düşünüyorsunuz?
Süreyya Şeneldir: Ben sosyal medyanın sağlık sektöründe hızlı bir gelişme kaydettiğini düşünüyorum. Çok hızlı gelişen ve rağbet gören mecralarda aktif olarak yerimi almış olmaktan memnunum. İnteraktif iletişimi hem bilgi birikimimi insanlara aktarmak hem de diğer kullanıcılardan bilgi edinmek adına kullanıyorum. Aynı zaman da sosyal medyayı gündemi takip etmek ve dinamik duruşu sağlamak adına yararlı buluyorum. Dünya genelinde neredeyse her meslek sınıfı sosyal medyanın nimetlerinden birçok kanal dâhilinde yararlanıyor. Ben de bu konuda ülkemdeki iyi örneklerden biri olarak sayılabiliyorsam ne mutlu bana…