Hem globalde hem Türkiye’de online videoların gelişimi yadsınamaz bir gerçek. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; internette 2011’de %40 olan video hacmi, 2015’te %62’ye çıkacak. Türkiye’de video izleme oranı ise ciddi derecede arttı. Her 10 internet kullanıcısından 9’u mutlaka video izliyor. Son 1 yılda internetteki video sayısı %50 artarken, izlenme oranı ise %33 arttı.
Hadi bu seferde siz tahminde bulunun: Türkiye’de internet kullanıcıları ayda kaç video izliyor olabilir? …. 50?... 100?... Hayır, hiçbiri değil, tam 250 adet! Ayda yaklaşık 23 saat video izleyerek geçiyor diyebiliriz. Ayrıca yapılan araştırmalara göre video süresi ne kadar artarsa, ters orantılı olarak izlenme oranı azalıyor. Ve en çok izlenen videoların içerikleri ise: Komedi, magazin ve spor olarak sıralanıyor.
Hatırlayın, bir süre önceki ‘Oğlum bak git!’ videosunu. Biliyorum belki sıkıldınız artık ama, konu ile o kadar örtüşüyor ki, bahsetmeden olmaz. Malum video, izlenme rekorları kırdı, organik viral oldu. Peki video sadece kırdığı rekorla kaldı mı? Tabii ki hayır.
İlk önce bir marka, videonun içeriğine gönderme yaparak hazırladığı görseli Facebook sayfasından yayınladı. Birçok firmanın organik viral yolu ile oluşturmak istediği pazarlama stratejisine, hali hazırda rekor kırmış bir videoyu konu ederek ulaşmış oldu. Bir de oyunu oluşturuldu. Süpürge ve kemer araçları ile dövüşüyorsunuz üstelik. Bunlarla kalsa iyi ama, en son Tshirt’ünü de yaparak videonun etinden sütünden yararlandık.
Viral olan videonun çeşitli pazarlarda hareketlilik yarattığını açıkça görüyoruz. Bu gerçekten yola çıkarak ve video izlenme oranlarını da dikkate alarak video reklamcılığının artacağını söylemek, en doğru tespit olur. Türkiye’de video reklamcılığına ayrılan pay 2011’de 22 Milyon TL iken, 2015’te 3-4 kat artış bekleniyor. Yani gittikçe daha çok marka, daha çok kampanyada video reklamcılığını kullanarak, daha fazla kitleye ulaşacak.