Sayın Sibel Demir, dijital dünyaya nasıl adım attınız? Sizi henüz takip etmiyor olanlar için kısa bir hikayenizi alabilir miyiz?
Aslında ben bu işe dijital dünya olmadan önce başlamıştım. Bir ajans işletiyordum. Markaların hangi AVM'lerde, nerelerde bulunacaklarını kendilerini dışarıda nasıl lanse edecekleri konusunda destek veriyordum. Marka danışmanlığı yapıyordum aslında. Daha sonra dijital dünya yaygınlaşmaya başlayınca, İzmir Anneleri diye bir isim geldi aklıma.
Daha da öncesinde şahsi bir hesabım vardı, orada evimi özel hayatımı da paylaşıyordum. Orada da takipçim artmaya başladı. Gittiğim yerleri, yaptığım şeyleri paylaştıkça çok fazla sorular gelmeye başladı. Bu sebeple şahsi hesabımdan devam etmek istemedim. O zaman aklıma İzmir Anneleri ismi geldi. Resmi olarak 5. yılını doldurdu İzmir Anneleri. Aslında 6 yıl. Bir şirkete bağlılığı ile 5 yıl oldu.
Dijital evrenin Türkiye'de kullanımından memnun musunuz?
Çok fazla memnun değilim aslında. Bildiğim 10 kişinin 8'inden memnunum diyebilirim. Instagram ve YouTube dünyasını yanlış kullanan çokça insan var. Çocuklarla hatalı bilgiler, küfür içerikli videolar paylaşıyorlar. Çocuklarımızı korumaya çalışıyoruz biz de. Ama benim gibi insanlarla iletişimde olup faydalı bilgiler sağlayan çok fazla arkadaşım var. Onlardan memnunum. Tabi yüzde olarak sorarsanız memnun değilim maalesef.
Takipçilerinizin profillerinden ve hedef kitlenizden bahsedebilir misiniz?
Takipçi profilim genç kesimden oluşuyor. Benden küçükler aslında. Gelir ve eğitim düzeyi yüksek bir takipçi kitlem var. O yüzden de paylaşımlarıma dikkat edip, kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Sayfamızın bir psikoloğu var. Dün itibari ile de henüz yeni anne olmuş biriyle çalışmaya başladık. O da admin oldu sayfaya. Yeni bir soluk getirecek.
Sizi takip eden kitlelere hangi konuda fayda sağladığınızı neyi farklı yaptığınızı düşünüyorsunuz?
Kadının neler yapabileceği ile ilgili. Ben tek başıma çok şey başardım. Festival çocuk diye bir markam var ve tabi ki İzmir Anneleri de tescilli bir marka. Bunu ben tek başıma yaptım. Gururla söylüyorum. Çok güzel bir ekibim var yıllardır projeyi birlikte yürüttüğümüz. Projenin başında ben varım. Festival Çocuk 6. festivalini gerçekleştirdi ve 7.sine hazırlanıyor. Sosyal medya ile neler yapılacağının kanıtıyım aslıda. Yaptığım etkinliklerin hepsine kadınlar çocukları ile geliyorlar. Eşler her zaman benim etkinliklerimde arka planda. Evinden kocası olmadan çıkamayan insanlar var. Çok şaşırıyorum duyduğumda. Yılbaşı balosu düzenliyorum 50 kişilik sadece kadınların geldiği. 5.'sini düzenledik bu sene. Bu etkinlikte eşinden izin alamayanlar var. Kadınların eşleri ile tanışıp, telefonda konuşuyorum hatta.
Eşi ile ayrılıp beni rol model olarak görenler bile var. Eşimle problemler yaşıyorum ne yapabilirim sizce diyorlar. Güçlü bir kadın olarak görüyorlar. Fikirler alıyor. Görünen ve görünmeyen faydalarım var. Çalışmak istiyorum diyorlar mesela. Ne iş yapabilirsin diyorum. Bir başlıyorum konuşmaya bazen telefon numaramı bile veriyorum. Yaptıkları el işlerini gönderiyorlar hesabımda paylaşıyorum. Muhakkak onlar için faydalı bir şeyler çıkıyor. Bazen takipçilerime size ne fayda sağlıyorum diye soruyorum ve fotoğraflarımın altına bir sürü yorumlar geliyor. Hatta çok keyifli bir olay yaşamıştım. Geçen Mayıs'ta oğlumun pasta siparişini verecektim. Kadın para almak istemedi benden. Siz bana çok fayda sağlıyorsunuz aslında dedi. 2- 3 yıldır sayemde sipariş alıyormuş. Kaliteli takipçi listem oldu sayende dedi. Çok da mutlu oldum.
Yakın gelecekte Instagram kullanımının nasıl bir gelişim göstereceğini düşünüyor ya da bekliyorsunuz?
Instagram'da para kazanılıyor. Benim gibi vergisini ödeyen şirket üzerinden faturasını kesen çok az kişi var. Yurtdışında ücretli ortaklık çok yaygın. Bunu yazdığınızda maliyenin fatura incelemesi oluyor. Bu tarz gelişimler sağlarsa Instagram çok daha iyi bir yere gelebilir. Umarım facebook gibi gitmez. (gülüyor)
Sizi en iyi tanımlayan bir cümle, özdeyiş, motto alabilir miyiz?
"Don't stop". Durmayı sevmiyorum. Bilmiyorum böyle bir cümle var mı ama durursam düşerim diyorum ben her zaman. Oğlum bazen "Anne biraz dursan mı?" der. Kaydıraktan kayıyorum onunla, oyunlar oynuyorum. İşim olmasa bile her şeye acelem var derim. Çünkü durunca düşünmeye başlıyorum. Geçmişe ve kişilere sarıyorum. Kendi psikolojimi kendim bozabiliyorum ben de herkes gibi.
"İzmir Anneleri"ni takip etmek isteyen okuyucularımız için:
Facebook: www.facebook.com/izmiranneleri
YouTube: https://www.youtube.com/channel/UCewLNkIKdV0chIfeoVAquEA