Bugünkü Ted konuşmamız günümüzdeki teknoloji kullanımının bizi nerelere götürdüğüyle ilgili bir sohbet. Konuşmacı Sherry Turkle teknolojik araçların ve çevrimiçi karakterlerimizin insan irtibatını ve iletişimini nasıl yeniden tanımladığını inceliyor ve bizden sahip olmak istediğimiz yeni iletişim türleri hakkında düşünmemizi istiyor.
Geçtiğimiz 15 yıl boyunca mobil iletişim teknolojilerini incelediğini ve gencinden yaşlısına yüzlerce insanla görüştüğünü belirten Sherry Turkle, yaptığı incelemelerin sonucunda ceplerimizdeki küçük cihazlarımızın psikolojik olarak üzerimizde nasıl bir güce sahip olduğunu vurguluyor. Bu küçük cihazların sadece yaptıklarımızı değiştirmekle kalmayıp, kim olduğumuzu da değiştirdiğini söylüyor. “Şu anda bu cihazlarla yaptığımız şeyleri birkaç yıl önce yapmış olsaydık ne kadar rahatsız edici ve tuhaf bulurduk ancak çok kısa sürede hepimiz buna alıştık.”
Bunlara örnek vermek gerekirse; İnsanlar yönetim kurulu toplantılarında mesaj ya da e-posta yazıyorlar. Ders, sunum ve her çeşit toplantı esnasında mesajlaşıyor, alışveriş yapıyor ya da Facebook’a giriyorlar. Ebeveynler sofrada mesajlaşıp e-posta yazıyorlar ve çocuklarına yeterince dikkatlerini veremiyorlar. Hatta artık cenazelerde bile mesaj yazıyoruz. Kendimizi acılarımızdan ve derin düşüncelerimizden çekip cihazlarımıza dalıyoruz.
Sherry Turkle insanlara “Birbirleriyle yüzyüze sohbet etmelerinin nesi yanlış?” sorusunu sorduğunda aldığı cevap şu oluyor: “Sohbet etmekteki sorunu söyleyeyim. Gerçek zamanda oluyor ve söyleyeceğin şeyi kontrol edemiyorsun. “ Mesajlar, e-postalar ve iletiler, bunların hepsi olmak istediğimiz kişiyi istediğimiz gibi sunmamıza olanak sağlıyor. Düzenleme yapabiliyoruz ve bu aynı zamanda silebileceğimiz anlamına da geliyor. Ve bu da yüzümüzü, sesimizi, vücudumuzu rötuşlayabileceğimiz anlamına geliyor. Tam da istediğimiz gibi biri oluyoruz.
Araştırmaları sırasında yaşadığı bir olayı şöyle dile getiriyor Sherry Turkle ; Araştırmam sırasında bir huzurevinde çalıştım ve yaşlılara, anlaşıldıkları hissini yaşatmak için tasarlanan arkadaş olmak için özellikle geliştirilmiş sosyal robotlardan götürdüm. Ve bir gün oraya gittiğimde çocuğunu kaybetmiş bir kadın yavru fok balığı şeklindeki bir robotla konuşuyordu. Robot kadının gözlerinin içine bakıyormuş gibi görünüyordu. Kadının anlattıklarını da anlıyormuş gibiydi. Bu onu rahatlatıyordu. Ve birçok insan bunu büyüleyici buldu.
Ama o kadın, insan hayatında hiçbir deneyimi olmayan bir makineyle hayatına anlam katmaya çalışıyordu. O robot harika bir gösteri sergiledi. Biz insanlar çok savunmasızız. İnsanlar gerçek olmayan empatiyle çoğu kez karşılaşırlar. O sırada, o kadın gerçek olmayan empatiyle karşı karşıyayken, ben “ Bu robot empati kuramaz. Ölümle yüzleşemez. Hayatın ne olduğunu bile bilmiyor.” Diye düşünüyordum.
Sherry Turkle’ın bu etkileyici konuşmasının videosunu aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.