İnternet teknolojisi web 2.0 ile birlikte hayatımızın her alanına nüfuz eden sosyal medya, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gelişimini hızla sürdürüyor. Günümüzde bloglar, online ansiklopediler, Twitter, Friendfeed ve Facebook gibi sosyal paylaşım ağları ve sosyal arkadaşlık sitelerinin sayısı günden güne artarken bireysel kullanıcılarının sayısı da buna paralel olarak gelişim göstermekte. Bireysel kullanıcılar vakitlerinin büyük çoğunluğunu bu tarz platformlarda geçirmekte ve dolayısıyla global markalar ve orta ya da küçük ölçekli işletmeler de markalarını hedef kitlelere ulaştırmada sosyal medyayı kullanmaktalar. Sosyal medyada üretilen içeriğin ölçülebilir olması, hedef kitleye anında ulaşabilmesi, son kullanıcının marka hakkında düşündüklerine sosyal medya takip araçları ile erişilebilmesi sosyal medyayı markalar, kurumlar ya da reklam ajansları açısından çekici kılıyor. Peki bu durum halkla ilişkiler açısından da benzer özellikleri gösteriyor mu?
Darlyl Willcox Publishing tarafından gerçekleştirilen halkla ilişkiler endüstrisinin sosyal medya alışkanlıklarına yönelik araştırmaya göre, halkla ilişkiler alanında faaliyet gösteren kurumlar sosyal medyanın varlığını kabul etmekte ve önemsemekteyken ne yazık ki sosyal medya araçlarını takip etmiyorlar. Araştırmaya katılan 376 PR ajansının %36’sı haftada üç ila altı saat arası sosyal medyada etkinken %31’i haftada bir saat ya da daha az, %26’sı bir ila iki saat zaman geçiriyor. Araştırmaya katılan ajanslardan sadece %7’si sosyal medya takibine haftada en az bir gününü ayırdığını belirtmiş. Darlyl Willcox Publishing’in kurucusu Darly Willcox’a göre sosyal medya takibi adına sunulan ücretli veya ücretsiz araçlara rağmen halkla ilişkiler endüstrisinde sosyal medya kullanımı açısından çok büyük bir boşluk bulunuyor. Türkiye’de de durum pek farklı değil. Medyaloji.net internet sitesinin 26 Mayıs 2010 tarihli haberine göre, birçok kurum yöneticisinin sosyal medya ile tam anlamıyla tanışıklığının olmaması geleneksel basına daha yakın durmalarına yol açıyor. Fakat önümüzdeki dönemlerde sosyal medya tam olarak anlaşıldığında ve daha fazla sayıda marka sosyal medyada etkin olduğunda bu platformlarda da rekabet artacak ve tıpkı gelenekselde olduğu gibi halkla ilişkilerin önemi tartışılmaz olacaktır.
Halkla İlişkiler için Sosyal Medya Optimizasyonu Sosyal medyada yer alan, içerik üreten ve markalarla iletişim kuranların birer birey oldukları düşünüldüğünde halkla ilişkiler alanı içinde sosyal medya optimizasyonu önceliklidir.
Hedefler: Sosyal Medya optimizasyonu için öncelikli olarak hedefler belirlenmelidir. Nihaî bir amacınız olmadan görevinizi başaramazsınız, dolayısıyla bir çeşit genel web sitesi trafiği, alıntı, link, sosyal paylaşım ya da organik trafik yönlendirme amaçları belirlemek önemlidir.
Hedef Kitle: Kime ulaşmaya çalışıyorsunuz? Bu soru geniş kapsamlı olarak çevrimiçi halka ilişkiler ve haber içeriği için olduğu kadar bireysel içerik seviyesinde de cevaplanabilir. Anahtar kelimeler ve promosyon taktikleri tüketiciyi, gazetecileri, analistleri ya da blogcuları hedeflemenize göre değişebilir.
Sosyal Diyaloglar ve Arama Motoru Sonuç Sayfaları: Şirketiniz, markanız ve diğer unsurlarınız için önemli olan sosyal diyalogları takip etmek nereye ilgi göstereceğiniz ve tanıtım yapacağınızı bilmek açısından önemlidir. Bunu bir keşif görevi gibi düşünün. Arama Motoru Sonuç Sayfaları ve Sosyal Medya Optimizasyonu savaş alanınızdır ve en önemli anahtar kelime ifadeleriniz için hangi tip içeriğin görüntülendiğini anlamanız önemlidir. Kişiselleştirmenin Arama Motoru Sonuç Sayları deneyimini konum ve web tarihçenize göre değiştirebilen bir etken olmasına karşın, hangi medya tiplerinin işin içine girdiğini belirlemek de mantıklıdır. Örneğin; web sayfaları, görseller, video, blog yazıları, haberler gibi.
Kaynaklar: Kaynakları oluşturan üç temel öğe, içerik, kişiler ve süreçlerdir. Hangi içerik ve medyayı tanıtmanız gerekiyor? Eğer bir basın bülteni yayınlarsanız, görseller ve/veya video eklemeniz dağıtımı oldukça artırabilir. Metin yazarları, bilgi işlem ve pazarlama bölümleri size yardımcı olabilir. İçerik yazma ve yayınlama süreçlerine SEO ve Sosyal Medya bileşenlerini eklemeniz içeriğinizin en uygun halde yayınlanmasını sağlayacaktır.
Taktikler: Hangi kanallar optimize edilmeli? Bu noktada dinleyerek ve Arama Motoru Sonuç Sayfaları yoluyla edindiğiniz bilgi, ne türde bir içerik ve hangi sosyal kanallar için optimizasyon yapmanız gerektiği konusunda faydalı olacaktır. Eğer arama sonuçlarında haberler, görseller ve video görüntüleniyorsa ve sosyal medya sitelerinde bu medyanın da bir kısmını ya da tümünü içeren ilgili diyaloglar gerçekleşmekteyse, "yürüyüş emriniz" bu medya tiplerini haber optimizasyonunuzun avantajına kullanmaktır.
Ölçün: Ne zaman başarılı olduğunuzu bilmek organizasyonunuzda üstlerinizi bilgilendirirken olduğu kadar üretkenlik için de önemlidir. Amaçlar belirlemek, performansınızı değerlendirmek ve yetenek ve etkinliğinizin gelişmesini takip etmek yolunuzu şaşmamanıza yardımcı olacaktır. Şirketler ve bireyler Sosyal Medya ve SEO sularında gezinmeye ilk başladıklarında genellikle oldukça tedbirli ve değişken olurlar. Deneme yapmakta tabii ki sorun yoktur, ama bir çeşit çerçeve ve süreç oturtmak için gösterilen çaba, büyük bir verim ve etkililik olarak geri dönecektir. Benimsenme ve sonuç artışı elde etmenin bir yolu iletişim, medya ilişkileri ya da halkla ilişkiler alanında, çevrimiçi içerik yayınlayabilecek bir konumda çalışan herhangi bir kişi tarafından takip edilen bir süreç geliştirmektir. Bu sürecin şekli değişiklik gösterecektir. Bir süreç eklemek güvenilirliğin yanı sıra içeriğin çok daha büyük bir kısmının anahtar kelimelere göre optimize edilmesini ve haberlerin çevrimiçi araştırma yapan gazetecilere ve muhabirlerin yanı sıra son kullanıcılara kadar ulaşmasını da sağlayacaktır.
Işıl Yılmaz AdresGezgini Ltd. Sosyal Medya Uzmanı