Kurum içerisinde motivasyonu ve dolayısıyla başarıyı olumsuz etkileyen davranışlar iş hayatında mutsuz olmanın ana nedenleri arasındadır. Acaba “işimde mutsuzum” gerçeğini biz mi yaratıyoruz?
Hem biraz öz eleştiri yapmak hem de bu durumun kaynaklarını belirleyip çözümler getirmek adına bu davranışların neler olduğunu inceleyelim.
Sorunu tanımlamak ve neyin ne olduğunu bilmek sorunu çözmek için atılan ilk adımdır. Önce bunu yapmak için “iş hayatı stratejileri” konusunda uzmanlaşmış Baird Brightman’ın belirlediği iş ortamındaki en zararlı 6 davranışı irdeleyebiliriz.
Bir atasözü der ki, “İnsanlar yetenekleri ile ödüllendirilir, davranışları ile cezalandırılır". Bu sözü arkamıza alıp motivasyonumuzu farkında olmadan etkileyen 6 davranışa bir göz atalım:
Pasiflik : Optimum performans için girişim ve sahiplenmenin tam tersidir.
Agresiflik: Şirket içi huzuru bozar ve kişiler çalışmak yerine sürekli savunma ve kavgayla uğraşır.
Narsisizm: Kişinin aşırı şekilde kendine odaklanması şirket içi müzakere ve al-ver ilişkilerine engel olur.
Güvensizlik : Yapacağım dediği şeyi yapmayan kişi etrafına güvensizlik yayar.
Organize olamama: Disiplin, odaklanma ve üretim için organize olmak şarttır.
Değişime gösterilen direnç: Dünya değiştikçe adapte olmayı gerektirir, bu değişime gösterilen direnç başarısızlığa ve çağın gerisinde kalınmasına sebep olur.
Peki şirketler neden hala zarar görüyor? Şirket yetkililerinin ve çalışanların bu potansiyel zararlı davranışları tespit edememesinin 3 sebebi var.
İlk görüşme: Bu süreçte bu davranışların tespiti zordur. Çünkü adaylar bu kötü davranışlarını gizleme eğilimindedirler. En tehlikelisi, çoğu insan bu davranışlarının farkında değildir, ve yalan makinasından geçecek kadar inanırlar kendi yalanlarına.
Referanslar: Referanslar çoğu zaman güvenilir değildir çünkü kimse eski ya da mevcut çalışanı ile çatışma yaşamak, onun işe alım sürecini negatif etkilemek istemez ve referans olur.
Tavsiye mektupları da çoğu zaman bu davranışları tespit etmek için yetersizdir.
Yöneticiler tespit edemez: Birçok yönetici şu sebeplerden dolayı şirketteki bu davranışları tespit edemez.
-Çalışanlar genelde kötü özelliklerini gizlemeye meyillidir (Tıpkı iş görüşmesinde yaptıkları gibi)
-Kimse ispiyoncu diye anılmak istemediğinden bu davranışlara sahip olan çalışanları yöneticiye bildirmez.
-Davranış üzerine bir teknik rapor ölçümlemesi mümkün değildir.
Yönetici bu davranışlardan haberdar olsa bile, genelde işin gidişatına ve sonuca bakar.
Çünkü; *Daha acil ve önemli işlerle uğraşırlar. *Zıtlaşmak istemezler. *Genelde bu davranışları efektif bir şekilde yönetme becerisine sahip değildirler.
Bu davranışlarla mücadele etmeme isteği ve farkında olamama şirketlerin haftalar hatta aylar boyunca moral ve performansını etkiler.
Zararlı Davranışlar Nasıl Engellenir ?
Bu davranışları engellemenin en iyi yolu 3 aşamalı geleneksel yöntemi kullanmaktır.
Birincil Önlem: Kişisel değerlendirme enstrümanları ve 360 derece gözlem yöntemi bu davranışları ilk olarak önleme konusunda referans mektupları ile ön görüşmelerden daha verimli kılmaktadır.
İkincil Önlem: Her ne kadar en etkilisi birincil yöntem olsa da, işe alınan bireyin ilk haftalarda bu davranışları önleme adına eğitim ve koçluk verilebilir.
Üçüncül Önlem: Eğer her iki yöntem de başarısız oluyorsa, en iyisi daha fazla zarar vermeden çalışan ile yolları ayırmak olacaktır.