Bilişim Sponsoru olduğumuz İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılmasıyla birlikte üç bölümden oluşan ‘İzmir Enternasyonal Fuarı’nın Bilinmeyen Hikayesi’ adlı bir yazı dizisi hazırlamış, ilk yazımızda da fuarın kuruluş öyküsüne yer vermiştik.
Bugün ise İzmir Fuarı denilince ilk akla gelen, fuarın böylesine özlemle anılmasını sağlayan eğlence kültüründen bahsedeceğiz.
Yeni bir eğlence anlayışı oluşuyor
50’li yıllara kadar gerek ülke içinde gerek yurtdışında yaşananlardan etkilenen fuar, önceki yazımızda da bahsettiğimiz gibi zaman zaman kesintilere uğrayarak, açılamıyor. Bu süreçte ticari, iktisadi işbirliklerine ağırlık veren fuar, İzmir ve çevresinden, Türkiye’nin birçok yerinden gelen yerli misafirler için bilinmeyen, görülmeyen birçok yeniliği keşfetme platformu oluyor.
Şimdilerde küçültülerek standlara çevrilen büyük ve gösterişli pavyonlar, ülkelerin (ABD Pavyonu, Almanya Pavyonu, SSCB Pavyonu) önemli firmalarına ait, merakla beklenilen ve ilgi gören alanları oluyor. Özellikle çocuklar için tanıtım broşürlerini toplamak en keyifli oyun, hatta en çok broşürü toplayan fuarın kazananı oluyor.
Fuar zamanla eğlence kültürünü de benimseyip, adeta karnaval havasına bürünüyor. Orta halli sınıfın en önemli eğlence merkezi olan fuara, herkes evinden yiyeceğini içeceğini getirebiliyor. Evin büyükleri nargilesini, semaverlerden çayını içerken, çocuklar lunaparkta eğleniyor. Ücretsiz eğlence etkinliklerine katılabiliyor. Gazinolarda Çarşamba günleri düzenlenen ‘Kadınlar Matinesi’ ise tam bir şölen havasında geçiyor.
Gazinoların En Işıklı Dönemi: 70’ler
70li yıllar, fuardaki eğlence anlayışının assolistlerle, halkın gönlüne taht kurmuş sanatçılarla buluştuğu, gazino kültürünün pekiştiği yıllar oluyor. Gazinolar en iyi sanatçıyı, assolisti sahnesinde çıkarmak için yarışa giriyor. Fuar Göl Gazinosu, Mogambo Gazinosu, ismini Zeki Müren'in verdiği ve Türkiye'nin ilk döner sahnesine sahip Manolya Bahçesi, Müzeyyen Senar’ın adına ithaf edilen Çamlık Senar Gazinosu en bilinenleri oluyor.
Ayrıca sanatçıya ‘Sanatçı’ da ilk defa İzmir Fuarı’nda deniliyor. İzmir’de tutulmaz, sesi, sahnesi seyirciden onay almazsa, İstanbul’a gittiğinde de iş yapamıyor. Türk Müziğinde isminin yer alması için solistin, önce İzmir Fuarı’ndaki sınavdan geçmesi gerekiyor.
Gazino afişleri, sanatçının kostümleri, organizasyon detayları aylar öncesinden planlanıyor. Efes Oteli altın dönemini yaşıyor. Tüm sanatçılar, basın mensupları orada konaklarken, uzun kahvaltılar, havuz başı sohbetler dillere destan oluyor.
Seyirci, sahnelerin en şaşalı dönemlerine tanık oluyor. Sanat Güneşi Zeki Müren’in, sahneye her çıkışı bambaşka… Kiminde gladyatör, kiminde bahçıvan oluyor; kiminde mini etek giyiyor, kiminde de taç takıp kraliçe oluyor. Seyirci o kadar merakla, sabırsızlıkla bekliyor ki, Zeki Müren’in fuara gelişi bile ayrı bir olay oluyor. Bir seferinde Zeki Müren Fuar Manolya Bahçesi’ne geldiği zaman, hayranları sevinçten içinde Zeki Müren'in de olduğu aracı havaya kaldırıyor.
Türk musikisinin doyumsuz sesi Müzeyyan Senar’ın sahnesi de benzersiz. Her gece Müzeyyen Senar programı bitmeden mutlaka ‘Oy farfara’ şarkısını söylüyor, ‘Ateş düştü şalvara’ nakaratında eteklerini dizine kadar çekip, meşhur gösterisini yapıyor: Yere koyduğu elmayı yumruğu ile ikiye bölüyor.
Nejat Uygur, Sadri Alışık ve Öztürk Serengil, Metin Akpınar-Zeki Alasya, Levent Kırca gibi tiyatro ve şov dünyasının duayenleri fuarda vatandaşlarla buluşuyor. Adile Naşit ve unutulmaz simaların, Çiğdem Talu-Melih Kibar ikilisinin söz ve besteleri ile buluştuğu ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’, Ateş Böcekleri, Nokta ile Virgül, Bal Arıları ve Antenler’in gösterileri halen gülümseyerek anılıyor.
Bülent Ersoy’un fuar ile özdeşleşen çıkışı, yasaklı hayatı, Ajda Pekkan'ın 6 günlük evliliği, Türk sinemasının muhteşem oyuncularının assolistlik denemeleri en çok konuşulanlar oluyor. Sahneye çıkış saati ise sanatçılar arasındaki en tartışılan konu. Sabaha karşı seyirci azaldığı için assolistler bu konuda hassas. Ama en son sahneye çıkan Cem Karaca için bu durum değişiyor ve seyirci her seferinde firesiz, coşkuyla Karaca’yı bekliyor.
Rekabet ise sınır tanımıyor, sahneye atla çıkan da oluyor, motosiklet gezdiren de. Ya da seyircinin ilgisini ayakta tutmak için yakın sahnelerden birbirine laf atan da. Atılan laflar gazeteciler, çalışanlar aracılığıyla anında ulaştırılıyor, yanıt merakla bekleniyor. Özellikle dansöz çıkaran gazinolar daha şanslı, çünkü o zamanlar herkesin evinde televizyon yok. Canlı canlı göbek şovu izleyebilmek için gazinoya gelmek gerekiyor.
Gazinoların Çöküşü: 1990’lar
1970'lerde sanatçıların performans yarışlarına sahne olan gazinoların sayısı 20’ye yaklaşıyor. Sevdiği, hayran olduğu sanatçıları görmek, sahneden izlemek isteyen herkes için İzmir Fuarı vazgeçilmez oluyor. Ancak 1990’lardan sonra, her evde televizyon olmasıyla beraber bir de özel televizyon kanalları açılınca, zaten her gün televizyonda izlenebilen sanatçıların eski günlerdeki kadar albenisi kalmıyor. Ayrıca gazinolardaki fiyatların artması da, ilginin azalmasına neden oluyor. Zamanla birer birer kapanan gazinolardan ayakta kalabilenler çay bahçesi ve restoran olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Bugünlerde Fuar Eğlenceleri
Günümüzde ise İzmir Enternasyonal Fuarı'nın eğlence boyutu, sokak gösterileri, tiyatro etkinlikleri, farklı ülkelerden gelen konuk dans ekiplerinin ücretsiz gösterileri ya da konuk koroların konserleri ile sürüyor. Ayrıca sanatçıların performanslarını izlemek isteyenler için, sponsorların katkılarıyla halk konserleri düzenleniyor.
İEF Bilişim Sponsoru olduğumuz 81. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında düzenlenecek konserlerde Murat Boz, Gökçe, Göksel, Sertab Erener, Grup Model, Cirquba gibi birbirinden ünlü isimler sahne alıyor. DJ performansları da fuar misafirlerinin eğlenceli zaman geçirmesini sağlıyor.
Yıllarca 7'den 70'e herkese hitap eden fuar bu sene de çocukları es geçmiyor: Pepe Müzikali, Carmen Sirki kapsamında Sihirbaz Gösterisi, Pandomim Gösterisi, Kukla Show, Akordeon Show, Yılan Gösterisi, Palyaço Gösterisi, Halay Show, Çin Ateş Dansı, Robot Show, Akrobasi ve Jonglör Show...