"Tenha bir meyhanede oturuyorduk sevgilim İzmir´in eski rıhtımında Bilirsin, severim çok İzmir´in eski rıhtımını Hani bir çesit kuşlar vardır bulanık denizinin İnsanlar gibi konuşur o kuşlar bazen Ve unutulmuş diller gibi pek anlaşılmaz ne konuştukları Millerce yıl öteden bir tenhalığı sözlendirirler..." Edip Cansever
Bilenler bilir, İzmir'de yaşanmaz pek bahar. Kış bir günde bitiverir. Bahar dediğin belki bir hafta bilemedin iki hafta sürer İzmir'de. O birkaç haftayı çok severiz biz İzmirliler. Deniz kokan sokaklarında yürürüz, Kordon'un çimlerine yayılır güneşin batışını izleriz, kimimiz de çiğdem çitleriz. Sevdiklerimizle hoşça vakit geçirebilelim diye tüm güzelliklerini sunar İzmir bize. Bağrına basar yaşayanlarını, yeşilini de mavisini de bonkörce bırakır avuçlarımıza.
Öyle bir gündü, Bornova'dan Narlıdere'ye gelişim de. Hava mis gibi çiçek kokuyordu, güneş yüzümü yalıyordu tatlı tatlı. Bütün ekip, 32 kısım tekmili birden Kanatçı Hüso'nun upuzun masasında hazırdı. Güneş batmak üzereydi ve herkes gülümsüyordu. Mönüler masanın üzerinde, sohbetin koyuluğundan fırsat bulup batamıyordu gözlere. Oysa ki zaten masa dopdoluydu. Mezeler binbir çeşit, midelerde dans etmeye hazırlanıyorlardı. Eller de kadehler, havada kahkahalar masalsı bir ahenk oluşturuyorlardı.
Bilenler bilir, İzmir'de hiyerarşi ortadan kalkar, mesai saatlerinden sonra. Patron ile çalışanı arkadaş olur aynı sofrada. Mesai boyunca konuşulan tüm konular, tüm sorunlar kilitli bir sandığa konulur. Ta ki bir diğer mesai saatine kadar. İşte İzmir'de baharı böyle karşıladı AdresGezgini ailesi. Hiyerarşiyi geride bıraktı, önce kadehler yudumlandı, arkasından Türk Kahveleri içildi. Fallar kapatıldı. Gelecek fincanlardan okundu.
AdresGezgini ailesi baharı böyle dopdolu ve hoşsohbet karşıladı. Temennim uzun süre birlikte çalışmak, güzel işlere imza atmaktır. Başta Şükrü Ozan, İlker Tanyer ve Bora Mocan olmak üzere bütün AdresGezgini ailesine teşekkür eder, birlikte sıcacık ve başarılı bir yaz geçirmeyi dileriz.